- çökmek
- оседать, опускаться, обваливаться, обрушиваться
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
çökmek — nsz, er 1) Bulunduğu düzeyden aşağı inmek, çukurlaşmak Toprak çökmek. Yol çökmek. 2) Üzerinde bulunduğu yere yıkılmak Tavan çökmek. Döşeme çökmek. Ev çökmek. 3) e Çömelmek Suyun başına çöküp ellerini, yüzünü yıkamaya koyuldu. H. F. Ozansoy 4) e… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çökmek — diz çökmek, dibe çökmek II, 21, 33 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
lök gibi çökmek — bir yere bütün heybetiyle, ağırlığıyla çökmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağırlık basmak (veya çökmek) — 1) gevşeklik ve uyku gelmek 2) ağır bir hava kaplamak, sessizlik oluşmak Yavaş yavaş bir ağırlık çöktü. Bir sakinlik herkesi kapladı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
diz çökmek — 1) dizlerini yere koyarak oturmak Beni dinleyin deyip hemen önümüze diz çöktü. S. M. Alus 2) dize gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
diz üstü çökmek — dizleri yere gelecek biçimde eğilmek veya oturmak En son Bektaş Ağa çöktü diz üstü. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
durgunluk çökmek — sessiz, sakin duruma girmek Posta kâtibi eskiden çok sert bir adamdı. Fakat gitgide ona garip bir durgunluk çökmüştü. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
hüzün çökmek — (içine bir) hüzünlenmek İçinde henüz bir cenaze çıkmış evi andıran Hollanda Hariciye Nezaretini terk ederken yüreğime bir hüzün çökmüştü. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ıssızlık çökmek — ıssız, tenha duruma gelmek, tenhalaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâbus basmak (veya çökmek) — 1) kötü rüya görmek 2) büyük sıkıntı, korku duymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
karanlık basmak (veya çökmek) — hava kararmak Akşamdı, ortalığa hafif bir karanlık çökmüştü. R. N. Güntekin Tekrar ana yola geldiğim zaman karanlık basmıştı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük